Dünya dillerinin en görkemli seyahatnamelerinden birinin kaleme alan Evliya Çelebi, çağını ve coğrafyasını dolu dolu yaşamış, zamanına ve coğrafyasına şahitliğini geleceğe taşımış, kaynaklık ve rehberlik etmiş ve edecek önemli ve nadir yazarlardandır.

Yeni ülkeler, yeni diyarlar, yeni yüzler, yeni diller görme arzusu bir tutku haline gelen Evliya Çelebi, ölümle burun buruna geldiği deniz kazaları, at sırtında geçen uzun ve yorucu yolculuklar, celali ve eşkıya tehlikeleriyle dolu yollar, yamyamlar, yabani hayvanlar; iktidar ve çıkar çatışmalarıyla dolu saraylar, savaş cepheleri, sınır boyu çatışmaları arasında, binlerce kilometre yolu nice sıkıntılarla aşarak hiç durmadan seyahat etmiştir. Onun büyüklüğünü ortaya koyan hususlardan birisi ve en önemlisi de yarım yüzyıla yaklaşan muazzam gezi hayatını kelimelere dökmesidir.

Elli yıla yakın bir zamanı dolduran, tehlike, ölüm, aşk, korku ve her zaman gülünesi olaylarla dolu bir hayatın hatıraları dört bin sekiz yüz büyük Osmanlıca sayfalık bir metin oluşturuyor. Elimizde böyle muazzam bir metin var. Ancak alfabe değişimi ve yazma olduğu dikkate alınacak olursa uzmanlar için bile metinden istifade oldukça zordur. Latin harflerine çevirisi üzerinden hareket edilecek olsa bile bizdeki gibi, yaşanılan kültürel kopuşların süreç sonucu, büyük çoğunluk açısından yabancı bir metni okumak gibi ciddi emek ve zaman isteyen bir iştir. Bunu göze alanların da aylar sürecek bir zamana dervişane bir sabrı katık etmesi gerekiyor.

Evliya Çelebi’nin İzinde kitabı ise bu sürece imkanı olmayanlara, bu yolculuğa katılım için büyük bir imkan sunuyor. Eser, UNESCO tarafından da kabul edilen, “2011 Evliya Çelebi Yılı” etkinlikleri kapsamında, Prof. Dr. Bekir Karlığa’nın proje yönetmenliği Dr. Coşkun Yılmaz’ın editörlüğünde Prof. Dr. Hayati Develi tarafından hazırlandı. Okuyucu, bu alanın en önemli uzmanlarından, kalem erbabı bir ilim adamının rehberliğinde Evliya Çelebi’nin İzinde’ de, hızlı bir Seyahatname okuması yapıyor, ülke ülke, şehir şehir, nehir nehir, dere tepe, gece gündüz, savaş ve barış ortamında, yamyamlar ve sultanlar arasında, saraylar ve çadırlar içinde, atlar ve gemiler üzerinde Evliya Çelebi’nin hemen peşinde, ona görünmeden, ama arkasından ayrılmayarak, keyifli ve hızlı bir yolculuğa çıkıyor.